A generalization of the Mignotte's scheme over Euclidean domains and applications to secret image sharing

Secret sharing scheme is an efficient method to hide secret key or secret image by partitioning it into parts such that some predetermined subsets of partitions can recover the secret but remaining subsets cannot. In 1979, the pioneer construction on this area was given by Shamir and Blakley independently. After these initial studies, Asmuth-Bloom and Mignotte have proposed a different $(k,n)$ threshold modular secret sharing scheme by using the Chinese remainder theorem. In this study, we explore the generalization of Mignotte's scheme to Euclidean domains for which we obtain some promising results. Next, we propose new algorithms to construct threshold secret image sharing schemes by using Mignotte's scheme over polynomial rings. Finally, we compare our proposed scheme to the existing ones and we show that this new method is more efficient and it has higher security

The urban transformation with new legal regulations

All around the world, cities need projects and applications for renewal, transformation, resettlement and improvement due to reasons such as economic reasons, inadequacy in social development, excessive population accumulation, wrong place selection and natural disasters. Many project application examples are available in the world and in our country. They vary in their purpose, form of implementation, organizational patterns and outcomes. In the process of reclaiming troubled areas of cities; a spatial transformation is also being studied at the same time to ensure the social and cultural development. In this context, the process of urban transformation in our country has been evaluated from the perspective of new legal regulations. In the study, firstly, the urban transformation was very briefly defined and it was focused on the historical development of urban transformation in the Turkey and world. Secondly, Past legal regulations and current legal regulations regard to urban transformation were examined. Lastly, the new legislation was critically discussed. Also the current trends related to urban transformation are investigated

Polimer Katkılı Kompozitlerin Mekanik ve Yalıtım Özelliklerinin İncelenmesi

Enerji kaynaklarının sınırlı miktarda kalması, enerji üretimine göre enerji sarfiyatının daha yüksek olması ve insanların yaşam standartlarının iyileştirilmesi gibi nedenlerle yapıların yalıtımı ve yeni yalıtım malzemelerinin üretilmesi önem arz etmektedir. Ülkemizde, yalıtım özelliği bulunan bazı atık malzemeler amacına uygun değerlendirilmemekte ve çevre kirliliğine neden olmaktadır. Bu sebeple yalıtım, enerji tasarrufu açısından büyük öneme sahiptir. Enerji kaybı yalıtım teknolojileri ile azaltılabilir. Bu çalışmada, uçucu kül, PVC atığı, odun talaşı, meşe kabuğu ve pomza gibi malzemelerin beton üretiminde değerlendirilmesi ile ucuz, kaliteli yalıtım malzemesi üretilmesi ve bu malzemelerin inşaat sektörüne kazandırılması amaçlanmıştır. Bitüm ve çimento bağlayıcı faz olarak; uçucu kül, PVC atıkları, talaş ve meşe kabuğu ise agrega olarak kullanılmıştır. Üretilmiş olan 12 adet karışımdan ilk 4 tanesinin bağlayıcı malzemesi bitüm, kalan 8 tanesinin bağlayıcı malzemesi ise çimento olarak belirlenmiştir. Üretilen kompozitler üzerinde ultrases hızı, ısı geçirgenlik ve basınç dayanımı testleri uygulanmıştır. Isı geçirgenliği deneyinde en iyi sonuçlar %27 oranlarında çimento, su, pomza ve %19 oranında talaş içeren K5 numunesinden elde edilmiştir. Ayrıca, ultrases hızı deneyinde en iyi sonuçlar %12 PVC atık, %12 uçucu kül, %12 pomza, %12 talaş içeren K8 numunesinde 230 m/s olarak elde edilmiştir. Maksimum basınç dayanımı da K8 numunesinden 4 MPa olarak elde edilmiştir. Yapılan deneysel çalışmalar sonucunda üretilen yeni kompozitlerin ısı ve ses iletimi testlerinde önemli bir iyileşme elde edilmiş ve bu malzemelerin yalıtım teknolojisinde kullanılabileceği ortaya çıkarılmıştır

Inactivating KISS1 mutation and hypogonadotropic hypogonadism

Gonadotropin-releasing hormone (GnRH) is the central regulator of gonadotropins, which stimulate gonadal function. Hypothalamic neurons that produce kisspeptin and neurokinin B stimulate GnRH release. Inactivating mutations in the genes encoding the human kisspeptin receptor (KISS1R, formerly called GPR54), neurokinin B (TAC3), and the neurokinin B receptor (TACR3) result in pubertal failure. However, human kisspeptin loss-of-function mutations have not been described, and contradictory findings have been reported in Kiss1-knockout mice. We describe an inactivating mutation in KISS1 in a large consanguineous family that results in failure of pubertal progression, indicating that functional kisspeptin is important for puberty and reproduction in humans. (Funded by the Scientific and Technological Research Council of Turkey [TÜBİTAK] and others.)http://www.nejm.org/nf201

Analysing land use / cover change using remote sensing and gis techniques: A case study of Denizli, Turkey

Yüksek Lisans TeziDenizli, Ege ve Akdeniz bölgeleri arasında bir geçit durumundadır. Denizli, sanayi, ihracat ve ticaret merkezidir. Denizli bir turizm kenti olmasının yanı sıra düzenlenen yerel, ulusal ve uluslararası etkinliklerle kültür ve sanat merkezi özelliğindedir. Dünyada tekstilin en önemli başkentleri arasındadır. Dünyaca bilinen doğa harikası Pamukkale de şehrin simgelerinden biridir. Kentlerin büyüme süreçlerinin takibi, hava kirliliği, arazi kullanım türlerinin belirlenmesi ve kent planlama gibi uygulamalar uzaktan algılama ile etkin bir biçimde gerçekleştirilebilmektedir. Uygun kentsel gelişim için kentin büyümesini anlamak çok önemlidir. Yeryüzüne ait tüm coğrafi bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılıp sorgulanması ve analiz edilmesini sağlayan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), toplumların karşılaştığı problemlere kalıcı çözümler üretme adına hayatın her safhasında kullanılan önemli bir bilgi teknolojisidir. CBS, harita destekli uygulamalardan mümkün olan en iyi şekilde yararlanmayı ve analiz etmeyi sağlamaktadır. Uzaktan Algılama ve CBS arazi değişimlerin tespiti ve analizi aşamasında önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda, uzaktan algılama arazi kullanımı değişimini takip amaçlı yaygın bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, CBS ve UA kullanılarak Denizli ve çevresinin arazi kullanımının zamansal değişiminin değerlendirilmesidir. Günümüz teknolojisinde; uydu görüntüleri, arazi kullanımının zamansal değişiminin belirlenmesinde önemli kolaylıklar sağlamaktadır. Bu çalışmada bu amaçları sağlayacak Denizli'ye ait Landsat 1985, 2000 ve 2015 yıllarına ait uydu görüntüleri kullanarak değişim incelenmiştir. Bu uydu görüntüleri üzerinde yapılacak kontrollü sınıflandırma yöntemi ile yıllara göre Denizli ve çevresinin arazi üzerindeki değişimi incelenmiştir.Denizli is a gateway between the Aegean and Mediterranean regions. It is an industrial, export and trading center. Denizli is being a tourist town as well as it is a central feature of culture and art with organized at local, national and international events. It is among the most important capitals in the world of textiles. Pamukkale is one of the city's icons which is World-renowned natural wonder. It is managed to carried out effectively on subjects such as tracing the urban growth process, air pollition, deciding land use types and urban planing with the remote sensing. It is very important to understand growth of the city for appropriate development in the future. Geographic Information Systems (GIS), which is based on entering the information about the earth into computer and analyzing the results, is a very important information technology that is being used in every aspect of life for finding permanent solutions to the problems that humans face. GIS, provides the best way possible utilization and analyze from map supported application. Remote Sensing and GIS becomes an important tool for detection and analysis of land changes. In recent years, remote sensing and photogrammetry have been used in a widespread manner for the purpose of following the change in the land use. The main purpose of this study is to assess the temporal change of land use in Denizli and its environment using GIS and remote sensing (RS). In today's technology; satellite images offer significant amenities in determining the temporal change of land use. In this study, satellite images of Denizli from Landsat 1985, 2000 and 2015 years were used to analyze changes. The land use change of Denizli and it's environment were examined according to years by using the supervised classification method performed on these satellite images

Günümüz sanatı ve kültür endüstrisi ilişkisi bağlamında sanat yapıtının dönüşümü

Bu tez çalışması, Theodor W. Adorno ve Max Horkheimer’ın Kültür Endüstrisi kavramının Günümüz Sanatı’nı nasıl etkilediğini ve dönüştürdüğünü incelemeyi amaçlamıştır. Kültür endüstrisi, kültür ve endüstri gibi birbirinden iki farklı kavramın ele alınarak yeni bir kültür kavramı oluşturulmasıdır. Sanat, endüstriyel gelişmelerin neden olduğu teorik ve pratik gelişmeler sonucu alışılagelmiş anlamından uzaklaşıp sanat yapıtı bu bağlamda endüstriyel ve günlük hayat ürünleri ile bir tür ilişki geliştirmektedir. Kültür endüstrisinde yüksek ve alçak sanat arasında bir üstünlüğün olmadığı belirtilir ve sanatı, kitlesel olarak seri üretim sonucu elde edilen bir ürün hâline dönüştürdüğü ortaya konmaktadır. Endüstrileşen kültürde sanatın özerkliğini kaybedip kitle toplumunda varlığını sürdüren işlik sonrası bir eğlence aracı olduğu ve sanat yapıtı seçilen örnekler dâhilinde kolayca meta hâline getirilen bir ürün hâlini almaktadır.This thesis aims to analyze the cultural industry term, developed by Theodor W. Adorno and Max Horkheimer, in the context of effects and changes on today’s art. Cultural industry is formed as a term by the combination of the two different words culture and industry. Art moves away from its usual meaning as a result of theoretical and practical developments caused by industrial developments, and in this context, the work of art develops a kind of relationship with industrial and daily life products. It is stated that there is no superiority between high and low art in the culture industry and it is propounded that it transforms art into a product obtained as a result of mass production. In the industrialized culture, is a means of entertainment after the workshop, which loses its autonomy and continues to exist in the mass society, and the work of art becomes a product that is easily transformed into a commodity within the selected examples

The urban transformation with new legal regulations

All around the world, cities need projects and applications for renewal, transformation, resettlement and improvement due to reasons such as economic reasons, inadequacy in social development, excessive population accumulation, wrong place selection and natural disasters. Many project application examples are available in the world and in our country. They vary in their purpose, form of implementation, organizational patterns and outcomes. In the process of reclaiming troubled areas of cities; a spatial transformation is also being studied at the same time to ensure the social and cultural development. In this context, the process of urban transformation in our country has been evaluated from the perspective of new legal regulations. In the study, firstly, the urban transformation was very briefly defined and it was focused on the historical development of urban transformation in the Turkey and world. Secondly, Past legal regulations and current legal regulations regard to urban transformation were examined. Lastly, the new legislation was critically discussed. Also the current trends related to urban transformation are investigated

Benign geçici hiperfosfatazemi: Her serum alkalen fosfataz yüksekliği sevk edilmeli mi?

Benign geçici hiperfosfatazemi çoğunlukla 5 yasından küçük çocuklarda serum alkalen fosfataz düzeyinin normal değerlerin 3-50 kat yüksekliğiyle karakterize bir klinik durumdur. Normal sınırların üzerinde alkalen fosfataz yüsekliği ve karaciğer yada kemik hastalığı ile ilişkili klinik, laboratuvar ve radyolojik bulguların olmaması hastalığın karakteristiğidir. İştahsızlık şikayeti ile başvuran 22 aylık kız hastanın yapılan tetkiklerinde alkalen fosfataz düzeyi normal sınırların 20 kat üzerinde 5570 IU/L saptandı. Alkalen fosfataz karaciğer izoenzimi ve kemik izoenzimi yüksek saptanırken ince barsak izoenzimi negatif saptandı. Hastanın öyküsü, fizik incelemesi ve laboratuvar incelemelerinde karaciğer ya da kemik kaynaklı herhangi bir patoloji düşünülmedi. Benign geçici hiperfosfatazemi düşünülen hastanın klinik izleminin 2. ayında alkalen fosfataz düzeyi tedavisiz 149 IU/L’ye geriledi. Benign geçici hiperfosfatazemi tedavisiz kendiliğinden iyileşen klinik bir durumdur. Genel çocuk polikliniklerinde karşılaşılabilen bu hastalar çoğunlukla çocuk gastroenteroloji veya endokrinoloji bölümlerine sevk edilmektedirler. Ayırıcı tanısındaki tedavi gerektiren hastalıklar göz önünde bulundurularak bu hastalar genel çocuk polikliniklerinde de izlenebilirle